"Ankara'da deniz yoktur" diye başladı her şey. "Olsun Ödemişte de yok" dedim. "Ama üşürsün çoook üşürsün." " Git işine ya üşürsem sıkı giyinirim olur biter." dedim. Ve üşüdüm sıkı giyinemedim çünkü orada farkettim ki ben İzmir çocuğuyum :D Evde ne kadar kısa kollu, kolsuz, askılı, şort, kapri varsa götürmüşüm meğer :D "Bir iki tane de kazak götür bari" diyen anneme de " Eylül'de ne kazağı hem 15 gün sonra geliyorum" demişim. Üşüdüm, özledim, ağladım, inledim ve geldim artık evimdeyim. Ödemişin denizini, Ankara'nın neşesini seviyorum...
27 Eylül 2008 Cumartesi
24 Eylül 2008 Çarşamba
iStanbul ...
İstanbul güzel şehir ... İstanbul uzak şehir ... Öyle acıtır ki İstanbul ondan uzaksan ve Ankaradaysan!
Gönderen SaM. zaman: 4:39 ÖÖ 2 yorum
Etiketler: Maksat Muhabbet :D
15 Eylül 2008 Pazartesi
BU DA ÖYLE BİR AŞK
Sırtımda çıplak
Islak nefesin
Bi gidip bi geliyor
Biz senlen yatmıyoruz ki
Yaşamıyoruz da
Hep yarışıyoruz
Sen mi ben mi
Önce kim
Ölümü öldürecek diye
CAN YÜCEL
12 Eylül 2008 Cuma
7 Eylül 2008 Pazar
Japon Dili ve Edebiyatı Öğrencisinin Aşkı
- Kimi o ai shiteru (Seni Seviyorum).
+ Buyur ?
-Oha lan sevmiyorum işte.
_____________________________________________________________________
-Aşkım seni Hiraganın anlatamayacağı kadar çok seviyorum.
+O da bir şey mi ben seni Kanjinin bile anlatamayacağı kadar seviyorum
- O kadar yani?
+O kadar :D
_____________________________________________________________________
+Ahh ben Lucy'nin Kouta'ya duyduğu saf aşkla sevdim onu oysa beni farketmedi bile.
-Abi belki de şu sırtındaki kollarla tutup bi sarssan farkederdi.
+Hass...
_____________________________________________________________________
+Nasıl bir aşktır bu ya her türlü meditasyonu denedim yine de aklımdan çıkaramıyorum.
(Katkıları için Mehmet arkadaşımıza teşekkür eder, "Allah Belanı Versin" derim :D)
Gönderen SaM. zaman: 10:17 ÖÖ 8 yorum
Etiketler: aşk, Maksat Muhabbet :D
6 Eylül 2008 Cumartesi
Kokulu Mumlar, Kitaplar, Stres Topları ...
Eşyalar da aşklar gibidir; gün gelir değerini ahh yitirir ... Kim derdi ki sarı sters topu bir kenara atılsın, elma kokulu mumlar tükensin! Kim derdi ki kitaplar bile dindiremesin acını, Uzaklar daha da uzaklaşıyor derken yakınlar da uzak olsun! Kim derdi ki büyük bir ada ayrılsın su birikintileriyle ortadan, iki ayrı şehir olsun. İstanbul - İzmir olsun önce, sonra da İstanbul - Ankara ... Uzak olsun ... Uzak!
Gönderen SaM. zaman: 4:20 ÖS 0 yorum
Etiketler: Deneme 1-2
3 Eylül 2008 Çarşamba
Seviyorum Seni
ekmeği tuza banıp yer gibi
Geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi
Ağır posta paketini
neyin nesi belirsiz
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi
Seviyorum seni
denizi ilk defa uçakla geçer gibi
İstanbul'da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldayan birşeyler gibi
Seviyorum seni
Yaşıyoruz çok şükür der gibi.
(=
Bir yerde "Ikınıp çıkan yumurtanın hep çift sarılı olacağı sanılır." diye okumuştum. Nerede olduğunu unuttum; ama kim söylediyse doğru söylemiş. Çift sarılıya razıyken ben, altın yumurtlayıverdim birden =) Güzel olacağını, mutlu olacağımı biliyordum; ama bu kadarını hayal bile edemezdim. Ahh güzel şey yaşamak =)
Gönderen SaM. zaman: 7:51 ÖÖ 1 yorum
Etiketler: Maksat Muhabbet :D